Toyota dünyanın ilk fütüristik deney kentini kuruyor
Japon otomotiv devi Toyota Fuji Dağı’nın eteklerinde sürücüsüz araçların test edileceği 2000 kişilik açık hava laboratuvarı şeklinde bir şehir kuruyor.
Dünyanın sayılı otomotiv firmalarından olan Toyota, Fuji Dağı’nın eteklerinde sürücüsüz araçların test edilebileceği “açık hava laboratuvarı” şeklinde10 milyar dolara mal olacak, 2 bin kişinin yaşayacağı bir şehir kuruyor. Kitlesel insan deneyi” olarak lansmanı yapılan kentin ilk ev sahipleri bu yaz taşınıyor.
Adı “Woven City.” Türkçe karşılığı ise “Dokuma Şehri.” Japon otomotiv devi Toyota, 10 milyar dolar bütçe ile kurduğu bu fütüristik şehirde, insanlığın geleceğini ilmek ilmek işleyecek. Firmanın ilk olarak 2021 yılında tüm dünyaya duyurduğu Woven City, Japonya’nın başkenti Tokyo’nun da bulunduğu Honshü adasındaki Fuji Dağı’nın eteklerine kuruldu.
“Kitlesel insan deneyi” lansmanıyla dünyaya duyurulan şehir, aslında sürücüsüz araçların denemelerinin yapılacağı “çevre dostu bir açık hava laboratuvarı.” konseptinde. Şirket şehirdeki ışıklar, binalar ve yollardaki sensörler tarafından yönlendirilen enerji tasarruflu otonom araçlarının denemelerini yaparken; bir yandan da bilgi ve veri toplayacak.
Peki bu muhteşem füturistik şehirde akıllı araçlar olur da robotlar ve Hollywood filmlerinde karşımıza sürekli çıkan akıllı evler olmaz mı… Bu özgün şehrin tamamında Japon mimari geleneğine uygun olarak ahşaptan yapılan, hidrojenle çalışan, emisyonları minimuma indiren akıllı evler bulunacak ve yaklaşık 2 bin kişi “Dokuma Şehri”nde çağın çok ötesinde yaşamayı deneyimleyecek.
Üstelik yukarıda bahsettiğimiz tüm bu detaylar çok da uzak bir tarihte yaşanmayacak. “Dokuma Şehri”nin ilk sakinleri, 2024 yılı yazının sonunda akıllı evlerine hızla yerleşmeye başlayacak.
Toyota yetkilileri, konu hakkında yaptıkları açıklamada; bu şehir sayesinde insanların fütüristik bir dünyada yaşama verdiği tepkileri de kolayca gözlemlemiş olacak.
İngiliz basınına açıklamalarda bulunan Toyota Başkanı Akio Toyoda konu hakkında şu cümleleri kurdu; “Bunun gibi küçük sayılabilecek ölçekte olsa dahi bile sıfırdan eksiksiz bir şehir kurmak, şehrin altyapısı için dijital işletim sistemi de dahil olmak üzere geleceğin teknolojilerini inovatif bir şekilde geliştirmek için eşsiz ve muhteşem bir fırsat oldu.” “İnsanların, binaların ve araçların hepsinin birbirine bağlı olması veri ve sensörler aracılığıyla iletişimin sağlanması sayesinde, bağlantılı yapay zekâ teknolojisini hem sanal hem de fiziksel alanlarda kolayca test edebileceğiz ve potansiyelini en üst düzeye çıkarabileceğiz.” dedi.