Rus Edebiyatı ile yarışacak Moskova’nın mimari şaheserleri

Suç ve Ceza, Karamozov Kardeşler, Ana, Babalar ve Oğullar Savaş ve Barış Rus edebiyatının adını dünyaya dünyaya duyurmuş, içerisindeki kahramanları ile hayatımıza misafir olmayı başarmış meşhur romanlar. Dostoyevski, Gogol Turgenyev gibi dünya çapındaki yazarlarıyla pek çok dünya klasiğinin sahibi olan Rusların çok önemli bir meziyeti daha var, mimarlık. Tıpkı kelimelere büyüleyici bir hava katarak bizi kendi romanlarının içerisine hapseden dünyaca ünlü Rus yazarlar gibi Rus mimarlar da bizi kendi özgün ve harkulade dünyalarına misafir olmaya çağırıyorlar. Hepinizin tam da bu anda aklınıza gelen soru olan “Peki ama bu yapılar bizi neden etkilesin ki?” sorusunun cevabı yazımızın detaylarında gizli…

1-) Aziz Vasil Katedrali

Moskova’nın eşsiz mimari yapıları arasında yer almaktadır. Kızıl Meydan’da rengârenk kubbeleri ve muhteşem mimarisi ile bu katedral Moskova’nın sembol yapılarındandır ve çoğu kişi tarafından Kremlin Sarayı ile karıştırılmaktadır. Sanatseverler tarafından genellikle Aziz Vasil Katedrali olarak bilinse de Bakire Meryem’in Şefkat Katedrali ismini de bilen kişi sayısı hiçte azımsanmayacak kadardır.

Farklı şekillerde dizayn edilmiş olan sekiz kubbesi, sekiz ayrı zaferi sembolize eder. Çünkü Aziz Vasil Katedrali 1555 –1561 yılları arasında Kazan ve Astrahan hanlıklarına karşı kazanılan büyük başarıyı kutlamak amacıyla Korkunç İvan tarafından İtalyan Mimar Barma’ya yaptırılmıştır. Bir rivayete göre Korkunç İvan katedralin mimarlarını benzeri bir yapıyı başka bir asla yaptıramasınlar diye kör etmiştir. Böylece Korkunç İvan sahip olduğu korkutucu mahlasının da hakkını vermiştir. Hem özgün mimarisi hem de gizem ve korku dolu tarihiyle herkes tarafından tanınan Aziz Vasil Katedrali, farklı tarihlerde pekçok kez restorasyon geçirmiştir. Bu bina sanatseverler tarafından son derece fotojenik bir yapı olarak kabul gedilmekte olup Unesco tarafından dünya mirası listesine alınmıştır.

2-) Devlet Tarih Müzesi

Yine Moskova’nın meşhur kızıl Meydan’ında bulunan kızıl renkli son derece ihtişamlı mimarisi ile sizleri kısa sürede etkilemeyi başaran şahane bir bina, State Historical Museum yani “Devlet Tarih Müzesi” Müzenin hemen önünde bulunan heykel ise Kızıl Ordu kumandanı Maraşel Jukov’a ait. Müzenin içerisinde Rus Kinezli’ğinden Çarlık Rusya’sı tarihini ilgilendiren pek çok değerli tarihi eser bulunmaktadır. Rus tarihi ile ilgilenen herkesin mutlaka görmesi gereken bir bina. Devlet Tarih Müzesi’nin dış cephesinde yer alan kızıl duvarların, kızıl meydan ile olan uyumu ve kulelerinin dim dik duruşu binayı oldukça etkili gösteriyor.

Devlet Tarih Müzesi 1875-1883 yılları arasında mimar Vladimir Sherwood ve mühendis Anatoly Semyonov’un tasarımıyla Kızıl Meydan’da inşa edilmiştir. İnşaat sahası Moskova Şehir Duması tarafından özel izinle tahsis edilmiştir. Binanın yapılabilmesi için aynı lokasyonda bulunan belediye binası yıkılmıştır.

Bu tarihi müze 1990 yılında, Kızıl Meydan topluluğunun ayrılmaz bir parçası olarak Unesco Dünya Mirasları Listesi’ne girmeyi başaröıştır.

3-) Bolşoy Tiyatrosu

Bolşoy Tiyatrosu Moskova’nın en eski ve tarihi tiyatrosudur.Bu eşsiz güzellikteki bina opera ve bale gösterileri için, dünyaca ünlü mimar Joseph Bové tarafından tasarlanmıştır. Bu tiyatro, Rus kültürü ve Rus tarihi için o kadar değerlidir ki, Ruslar bu tarihi yapılarını 100 rublelik banknotlarının üzerine işletmişlerdir. Sahip olduğu tarihi önemi ve mimari özelliklerinin yanı sıra, her yıl düzenlenen etkinlikleri ile ünlü olan tiyatroda çeşitli opera ve bale gösterileri düzenlenmektedir.

4-) Kremlin Sarayı

Kremlin kelimesi Rusça’da; şato, kale anlamına gelir. Çoğu Rus şehrinin merkezinde bir tane yer alır. Fakat tüm Slav şehirleri içerisinde en meşhuru Moskova’da bulunan Büyük Kremlin Sarayı’dır. Saray, Rus zerafetini en ince detayına kadar yansıtan sön derec önemli bir mimari eserdir. Moskova Nehri’nin kuzey kıyısında yer alan Borovitsky Tepesini boylu boyunca kapsayan Kremlin Sarayı, oldukça yüksek duvarlarla çevrilidir. Çarlık Rusyası’nda Rus çarlarını, günümüzde ise devlet başkanlarını ağırlayan (Sn. Vladimir Putin’in çalışma ofiside bu saray içerisindedir) bu devasa sarayın bahçesi ve burada bulunan kiliseler görülmeye değerdir.

15. yüzyıl daİtalyan mimari anlayışı referans alınarak yapılmıştır. 1487 yılı içerisinde Beklemişhev Kulesi, 1490 yılında Borovitskaya Kulesi, Aziz Nikola ve Aziz Flor kapıları bu yapıya entegre edilmiştir. 3.İvan döneminde birkaç dini mabed daha ilave edilmiştir. Dini yapıların tamamında Bizans mimarisinden diğer yapılarda ise İtalyan mimarisinden ezgiler bulmak mümkündür. 1527 yılından sonra yapılan değişiklikler karma bir mimari ekip tarafından yapılmış bu ekip içerisinde Alman, İngiliz ve Hollandalı mimarlar yer almıştır.

Kremlin Sarayı’nın en ünlü yapılarından olan Büyük İvan Çan Kulesi’nin yapımına 1505 yılında başlanmış uzunca yıllar süren uğraşlardan sonra ancak 1600 yılında tamamlanabilmiştir. Büyük İvan Çan Kulesini farklı kılan en önemli şey ise dünyanın en büyük çanı olan 218 ton ağırlığındaki Çar Kolokol’un (Çanların Çarı) bulunmasıdır. 1838-1849 yılları arasında Bolşoy Kremlyovskiy Dvoryets’de (Büyük Saray) Kremlin’in içerisine inşa edilmiştir. 1932-1934 yılları arasında Kremlin Tiyatrosu, 1961 yılında ise Kongreler Sarayı bu tesisin içerisine yapılmıştır.

5-) Lenin Mozolesi

Kızıl Meydan’da bulunan Lenin Mozolesi, Sovyetler Birliği’nin kurucusu olan ve Rusya tarihi için son derece önemli şahsiyetlerden biri olan Vladimir Ilyiç Lenin’in mumyalanmış naaşının bulunduğu yerdir. Bina içerisinde bir adet lobi odası ve yas odası yer almaktadır. Binanın dış cephesinde yer alan kırmızı renkli granitler komünizmi, gri renkli granit ise yası sembolize ediyor. Son derece farklı bir yapı olan mozole, kırmızı duvarları sayesinde Kızıl Meydan ile uyum içierisinde bir görsel şölen sunmaktadır. Mozole mimar Aleksey Sçusev tarafından tasarlanmıştır. Binanın eni 24, yüksekliği ise 12 metredir.

6-) Moskova Metrosu

Moskova metrosuna sadece bir metro binası demek büyük haksızlık olur. Çünkü dünya genelinde Moskova Metrosu, bir yer altı müzesi, Moskova’nın yer altı sarayları olarak adlandırılmaktadır.

Metronun yapımı, devrin komünist işçileri ve Komsomol diye adlandırılan gençlik kolları tarafından sürdürülmüştür. Savaş sonrası elde edilen zaferleri kutlamak için inşa edilen metro, Rusya’nın sanayileşmesini dünyaya ifade etmektedir. 1935 yılı içerisinde Josef Stalin döneminde inşa edilen ilk metro hattı Sokolnicheskaya en beğenilen metro istasyondur. İnsanı iliklerine kadar etkileyen duvar ve tavan işlemeleriyle süslenen metro istasyonları, Rus sanatının mimari bir özeti gibi. Mozaiklere, heykellere ve ihtişamlı avizelere bakıp hayran olmamak elde değil.

Benzer İçerik