Ülkemizin jeotermal enerji kapasitesi 1,7GW seviyesinde
Ülkemizin jeotermal enerji kurulu gücü 1700 megawatt seviyesini geçti. Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneğine göre ise potansiyelimiz 5 bin megavat.

Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarının aktif kullanımı konusunda devasa adımlar atmaya hızla devam ediyor. Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) Başkanı Sayın Ufuk Şentürk’ün konu hakkında yaptığı açıklamalara göre, Türkiye’nin jeotermal enerji kurulu gücü 1726 megavata (veya 1.7 GW) seviyesine ulaşmış durumda. Türkiye’nin jeotermaldeki potansiyelinin ise 5 bin megavata (veya 5 GW) yakın olduğu belirtiliyor.
Türkiye Jeotermal Enerjide Hedef Büyütüyor

Konu hakkında açıklamalarına devam eden Jesder Başkanı Şentürk, 2024 yılının son döneminde 35 megavatlık iki yeni santralin devreye alındığını ve bu ay içerisinde bir santralin daha işletmeye açılmasının beklendiğini açıkladı. “Bu gelişmelerin jeotermal enerji sektörünü ve ülkemizi jeotermal enerji konusunda bir adım daha yukarıya taşıyacağını ifade etti. Şentürk, büyümenin sadece kapasite artışı ölçeğinde olmadığını, aynı zamanda jeotermal enerjinin Türkiye’nin enerji çeşitliliği ve sürdürülebilirliği için hayati bir öneme sahip olduğunun altını çizdi.
Jeotermal enerjinin ülkemizde yalnızca elektrik üretimiyle sınırlı kalmadığına dikkat çeken Şentürk, bu kaynakların sera ve konut ısıtmasında da aktif ve verimli bir şekilde kullanılmasının önemine değindi. Özellikle Tarım ve Orman Bakanlığı’nın önemli destekleriyle başlatılan Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri (TDİOSB) projelerinin, tarımsal ısıtma alanında büyük bir potansiyel sunduğunu belirtti.
“Tüm bu olumlu ve değerli gelişmeye rağmen özel sektörün TDİOSB’lerde halen kurucu üye olamamaları ve çeşitli istisnalardan faydalanamamaları sektörü seracılık anlamında kısır ve dar bir döngüye sokuyor. TDİOSB alanlarında, jeotermal kaynağın sahibi olan biz JES yatırımcıları-tüzel kişiler olarak-kurucu üye olarak bu alanlarda ihtiyaç duyulan jeotermal suyu temin etmekte ciddi manada zorlanıyoruz. Bilhassa sera alanında jeotermal kaynak sahibi özel yatırımcı firmalarının da önünün açılması gerektiği görüş ve kanaatindeyiz.”
Atıl Petrol Kuyuları Dönüşüme Tabi Tutulabilir

GAP bölgelerinde yer alan atıl durumdaki petrol kuyularının jeotermal enerjiye dönüştürülerek sera ve konut ısıtmada kullanılmasının, yeni dönemde önemli bir çalışma alanı olabileceği söyleyen Şentürk, bu gibi projelerle, jeotermal enerjinin farklı sektörlerde kullanımının artırılabileceğini ve bölgesel kalkınmaya büyük katkı sağlayabileceğini belirtti.
2024 yılı Ekim ayı sonu verilerine göre Türkiye’nin kaynaklara göre kurulu güç dağılımı; yüzde 28,1 oranında hidrolik enerji, yüzde 21,5 oranında doğal gaz, yüzde 19,1 oranında kömür, yüzde 10,9 oranında rüzgâr, yüzde 16,6 oranında güneş, yüzde 1,5 oranında jeotermal ve yüzde 2,4 oranında ise diğer kaynaklar olarak gerçekleşti.
Türkiye jeotermal enerji potansiyeli açısından Avrupa’nın 1. ülkesi ve kurulu güç bakımından ise dünyanın 4. ülkesi konumunda bulmakta. Ülkemizdeki Jeotermal kaynakların yüzde 90’ı düşük ve orta sıcaklıkta olup doğrudan uygulamalar (ısıtma, termal turizm, çeşitli endüstriyel uygulamalar vb.) için, yüzde 10’ u ise dolaylı uygulamalar (elektrik enerjisi üretimi) için oldukça uygun. Türkiye’nin muhtemel jeotermal ısı potansiyeli 35500 MWt’e elektik üretimi potansiyeli ise 4500 MWe olarak tahmin edilmektedir.