› Forumlar › Mimarlık › Mimari Terimler Sözlüğü › Mimari Terimler Sözlüğü – A
Etiket: Mimari Terimler, Mimari Terimler Sözlüğü
- Bu konu boş.
- YazarYazılar
A
Abajur: 1. Aydınlığı bir yere yöneltmek ve ışığın doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan lamba siperi. 2. Kalın bir dış duvarda delik şeklinde açılmış olup daha çok ışık almak için içeriye doğru genişleyen şevli pencere.
Abara: Köy evlerinin tavanlarında iki direk arasında kalan boşluk.
Açıklık: Yatay bir taşıyıcı yapı öğesinin dayanak noktaları arasındaki uzaklık; kiriş açıklığı; kirişin ankastre olduğu nokta ile boştaki ucu arasındaki uzaklık.
Atkı açıklığı: İki ana kiriş arasındaki kirişleme açıklığı
Etken açıklık: Bir strüktür öğesinin mesnetlerinin eksenden eksene uzaklığı.
Serbest açıklık: Bir kirişin iki dayanağı arasındaki kesintisiz açıklık veya yatay uzaklık.
Açıt üstlüğü: Bir kapı ya da pencere kanadı üstünde yer alan sabit yada açılır bölüm
Ada: Çevresi yollarla sınırlanmış ve çoğu parsellerle bölünmüş arsa ile böyle bir arsayı kaplayan yapılar takımı, yapı adası
Aderans: Yapı öğelerinin, çimento yada tutkal gibi kimyasal yada mekanik bağlayıcı bir bağlayıcı ile birbirine yapışması. Yapıda ahşap parçalar tutkalla;tuğlalar, taşlar harçla; betonarme çeliği de çimento ile olan aderansı dolaysıyla betona bağlanır.
Aglomera: Tanelerden ibaret bir karışımın bir bağlayıcı madde ile birleştirilmesinden meydana gelen yapı öğesi.Duvar briketi, eternit vb. bu tür öğelerdir.
Agrega: Harç, beton veya asfalt gibi malzemenin ana bölümünü meydana getiren, kırmataş çakıl, kum, cüruf gibi atıl gereçler.Kum ve çakıl, daha büyük taşların kırılmasıyla da elde edilebilir.Uygun nitelik ve karışımda yüksek fırın cürufu; lav cürufu, süngertaşının ufalanmasından elde edilmiş gereçler de yerine göre agrega olarak kullanılabilir.
Ahşap:
Ahşap, tarih öncesi çağlardan beri insanların yapı yapmakta kullandığı en eski ve en yaygın yapı malzemesidir. Ahşap yapılarda son yüzyıla kadar en yaygın ve ileri teknolojiler Japonya ve Osmanlı İmparatorluğu topraklarında , özellikle Anadolu’da kullanılmakta iken , son yüzyılda ülkemizdeki kullanımı ; batıdan şekilsel olarak aldığımız birçok şey gibi betonarme de sanki uygarlığın bir göstergesi imiş gibi algılanarak aniden terkedilmiştir.
Oysa Dünya’daki eğilim bunun tersine işlemiş , batıda ahşap teknolojileri çok ileri gitmiş ve günümüzde Lamine Ahşap Teknolojisi olarak adlandırılan bu teknoloji artık önümüzdeki yüzyılın malzemesi olarak görülmektedir.
Ahşap , hafiftir,depreme dayanıklıdır, beton ve çelikten çok daha uzun ömürlüdür,bakımı beton ve çelikten çok daha kolaydır, insan metabolizmasına en uygun yapı malzemesidir, yapımı kolaydır. Hızla inşa edilebilir. Ancak ahşabın önümüzdeki yüzyılın malzemesi olarak görülmesinin nedeni , bu üstün özellikleri değil , Global Isınmaya ve Sera Etkisi’ne karşı insanlığın elindeki en büyük silah olmasından kaynaklanmaktadır. Ağaçlar ve karbondioksit arasındaki ilişki nedeniyle, ağaçların kesilerek kereste üretilmesi, sera etkisini azaltır.
Akaç;1. birikmiş suları akıtmaya yarayan boru, oluk ve benzeri araç 2.temel düzeyindeki suları toplayıp yapıların uzağına akıtan yer altı su borusu.
Akma: Bir gerece uygulanan gerilme sabit kaldığı halde şekil değiştirmenin artması.
Akma dayanımı: Basınç örneğinin yapıldığı gerecin standardında belirtilmiş miktarda kalıcı bir kısalma göstermeye başladığı andaki gerilme.
Akma suları: Basınç gerilmesinde bir artış olmadığı halde kısalmanın belirli bir artış gösterdiği anda gerecin basınç gerilmesi.
Aks: Eksen
Alafranga: Frenk(Avrupalı) tarzında olan, alaturka karşıtı.
Alan: Düz, açık ve geniş yer, mücavir alan, yararlı alan.
Alçı: Alçı taşını özel fırınlarda ısıtıp bağlı bulunduğu kristal suyunu uçurarak ve kalan kalsiyum sülfatı toz haline getirerek elde edilen gereç.Alçı su ile karılınca katılaşma ve sertleşme özelliği olduğundan yapılarda ve heykelcilikte kullanılmaktadır.
Alçı levha: Bölücü duvar, asma tavan yada sıva yerine kaplama yapmakta kullanılan,yapı alçısı ile lifli bir maddeden yapılmış, iki yüzü genellikle kağıt kaplı levha.
Alın duvarı: Bir beşik çatıda damlalık aşığının yanında giden duvar parçası.Alın duvarı merteklere dik doğrultudadır.
Alın tahtası: Bir ahşap saçakta merteklerin uçlarını birleştiren, yani saçağın alnına boydan boya yerleştirilen tahta.
Alınlık: Kimi yapılarda giriş kısmının yada kapı ve pencerelerin üstünde bulunan üçgen veya yarı değirmi süsleme.
Altyapı: Su, elektrik,kanalizasyon,yol gibi tesislerin topuna verilen ad.
Ambar: Kum,çakıl maddeleri ölçmekte kullanılan, kenarları 75 cm olan küp biçiminde ölçek. Depo.
Ana duvar: Yığma bir yapıda taşıyıcı duvar, beden duvarı.
Ana kiriş: Yüklerini başka kirişlere değil de doğrudan doğruya kolonlara yada taşıyıcı duvarlara aktaran kiriş.
Ankastre: Bir yuvanın içine yerleştirilmiş, gömülmüş anlamında olup ankastre basamak, ankastre kiriş, ankastre mesnet, ankastre tesisat gibi terimlerde geçer; gömme.
Ankastre basamak: Ucu duvara gömülmüş olan ve duvar tarafından taşınan merdiven basamağı.
Ankor: Bir saçak silmesini yada bir çıkmayı destekleyen bir çeşit konsol.
Ankraj: Bir yapı öğesini kagir bir bölüme kenetleme tutturma işi, demirleme.
Anpatman: Papuç sömel.
Antre: Bir binanın veya apartman dairesinin ilk girilen bölümü, giriş.
Apartman: Her katında bir yada daha çok daire bulunan çok katlı konut yapısı,apartman binası.
Blok apartman: Büyük bir blok halinde kurulmuş apartman
Düpleks apartman: Bir iç merdivenle birbirine bağlanan iki düzeyli daireden meydana gelmiş apartman
Nokta apartman: Kule gibi yüksek apartmanlara denir.
Apartman dairesi: Bir bina içinde birkaç oda ile mutfak, banyo ve heladan meydana gelen, bir kişi veya bir ailenin otura bileceği büyüklükte daire.
Aplikasyon: Bir yapının temel durumunu arsa üzerinde belirleme işi
Aratsak: Yapıların üstüne gelen süslü saçak,tavan.
Ardiye: Ticaret eşyasını saklamaya yarayan depo
Arnavut kaldırımı: Arnavut kaldırımı, desenden bağımsız, belli büyüklükteki taşlarla kaplanmış yaya yürüyüş yoludur.
Yağmur sularının taşların arasından akmasına izin verdiği için yoğun yağış alan bölgelerde kullanımı yaygındır. Ayrıca altyapı kazılarının yoğun olduğu dönemlerde, sökülmesi ve tekrar döşenmesi kolay olduğu için de tercih edilir. Asfalt olmadığı zamanlarda, önemli ticaret yolları buna benzer teknikler kullanılarak döşenmiştir.
Asansör: İnsanları veya yükleri yüksek yerlere dikine veya eğik raylar arasında çıkarıp indiren makineli kabin.
Asansör yuvası: Asansörün ve karşı ağırlığın, içinde inip çıktıkları boşluk.
Asansör çukuru: Bir asansör kuyusunun dibinde güvenlik düzeni için bırakılan boşluk.
Askıya almak: Bir binada dengeyi tehlikeye koyacak şekilde onarım yapılırken o binayı dikme ve payandalarla desteklemek.
Asma tavan: Mevcut betonarme, çelik konstruksiyon veya ahşap tavan iskeleti altında mekanik ve elektrik imalatlara montaj boşluğu sağlayan sisteme verilen ortak isim. Mevcut tavandan sarkıtılan metal çubuklara yatay profiller asılarak oluşturulan bu sistem alçıpan ya da dekoratif paneller ile sonlandırılır.
Asmolen: Betonarme dişli döşemede dolgu için kullanılan pişmiş topraktan, gaz betondan yada cürüf ve beton karışımından yapılmış blok, döşeme dolgu bloğu.
Asmolen döşeme: Araları dolgu dişli döşeme.
Aşık: Çatılarda mertekler veya örtüyü taşıyan yatay ağaçlardan her biri.
Ara aşığı: Mahya aşığı ile damlalık aşığı arasında kalan aşıklardan her biri.
Mahya aşığı: Kırma veya beşik örtüsü çatılarda mahyaya yerleştirilen aşık.
Montaj aşığı: Mahyada taşıyıcı aşık bulunmaması durumunda yada bir mertek çatısında mertek uçlarını bağlamak için bunların altına yerleştirilen ve mertekler tarafından taşınan küçük kesitli aşık.
Aşınma: Rüzgarın veya akan suların etkisi ile yeryüzünde meydana gelen yitimi.
Atkı: Kapı ve pencerelerin üstüne yerleştirilen ağaç,taş veya beton kiriş, üst eşik lento.
- YazarYazılar